Tara Kitap

COVID-19 Günlerinde Sosyal Medya

İnsanlığın kendini karantinaya aldığı ve izole hayatlar sürdüğümüz bugünlerde sosyal medya, yalnızlığımızı paylaştığımız bir araç haline geldi. Sosyal mesafe kuralındaki uzaklığımız bizi sosyal medyayla daha da yakınlaştırdı. İnsanlar ev yaşantılarını story paylaşımlarıyla anlık olarak sıkça sergilemeye başladı. Bu aralar sosyal medya hesaplarımızda gördüğümüz mutfakta fazlaca vakit geçirme ve yemekler pişirme, temizlik yapma, dezenfektan ve çamaşır suyu kullanımı, eldiven ve maske içerikli kurallar, kitap okuma, film izleme, virüse karşı nasıl önlemler aldığını gösterme gibi paylaşımlar sosyal medyaya daha çok bağlandığımızın göstergeleri. Sosyal medya kanallarının hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmesi ile birlikte özel hayatın mahremiyeti gibi kavramlar da bugünlerde biraz daha soyutlaştı. Çünkü insanlar sokakla temasını kesmek zorunda kalınca hem gündemi takip etmek, hem anlık paylaşımlara bakarak merak duygusunu gidermek, hem de keyifli vakit geçirerek gündemin yorucu yükünü biraz olsun hafifletmek için sosyal medyaya yöneldi ve aslında kültürümüzde mahrem alan olarak kabul edilen ev yaşantısından kesitleri sürekli paylaşmaya başladı. Bu sayede psikolojik olarak rahatlarken sosyolojik olarak yeni bir kültürel yapıya geçiş yapıldı.

Hoş geldin Online Misafirlik

Kültürümüzün en kıymetli değerlerinden biri misafir ağırlamak. Keyifli sohbetlerin gerçekleştiği, birbirinden lezzetli yemeklerin ikram edildiği, çay ve kahve eşliğinde güzel anıların paylaşıldığı misafirlik buluşmaları dünyayı sarsan korona virüsü sebebiyle içinde bulunduğumuz karantina günlerinde ne yazık ki yapılamıyor. Ancak bu buluşmalar aslında hem keyifli vakit geçirmek, hem sosyal iletişimimizi ve ilişkilerimizi güçlü tutmak, hem de ortak paylaşımlarda bulunmak açısından son derece önemli. Bu birlikteliği bozmak istemeyen kişiler teknolojinin uzakları yakınlaştıran gücünden faydalanarak yeni bir oluşuma geçiş yaptı; online misafirlik! Özellikle whatsapp ve instagram gibi uygulamaların görüntülü konuşma özelliğini kullanarak çoklu pencere bağlantılarıyla iletişim kuruluyor ve misafirlikler görüntülü sohbet üzerinden sanal şekilde gerçekleştiriliyor. Hatta karantina günlerinin başlangıcı itibariyle sürecin uzayacağı öngörüsü application (uygulama) tasarımcılarını da harekete geçirmiş ve çoklu pencereler açılarak eşzamanlı görüntülü sohbet edebilme imkanı sunan yeni uygulamalar geliştirilmiş. Bu uygulamalar application market’lerden telefonlara kolaylıkla yüklenebiliyor ve sevdiklerimizle toplu iletişim kurmamıza olanak sağlıyor. Bu sayede özellikle stresli günlerde ihtiyacımız olan birlik ve beraberlik duyguları pekiştiriliyor, kişilerde psikolojik tatmin duygusu doyuma ulaşıyor ve gündemin hareketli temposundan uzaklaşılarak zihinler rahatlatılabiliyor. Görüntülü konuşmalar özellikle kadınların öğlen kahve molası ve beş çayı diye adlandırdıkları buluşmalar için karantina günlerinde ideal platform olmuş durumda.

Insta Konserler

Karantina günlerinde çaresizlik ve tükenmişlik sendromlarına kapılmamak için psikolojimizi rahatlatmak ve moralimizi yüksek tutmak şart. Toplumsal dayanışmanın büyük önem arz ettiği bugünlerde sanatçılar da özveride bulunarak instagram hesapları üzerinden kendi evlerinden canlı yayın konserler vererek takipçileriyle buluşuyor. Bu ev konserleri duygu durumumuzu dengelemek, bilinçlerimizi rahatlatmak, psikolojik anlamda yalnız olmadığımızı hissetmek için son derece önemli ve etkin. Dünyaca ünlü Coldplay, Pink, Keith Urban, Nicole Kidman, Hunter Heyes, Christine and The Queens gibi sanatçı ve grupların katıldığı canlı sosyal medya konserlerini ülkemizde gerçekleştiren isimler Demet Akalın, Yalın, Sıla, Haluk Levent, Aleyna Tilki, Ferhat Göçer, Candan Erçetin, Gökhan Türkmen, Yeşim Salkım, Soner Sarıkabadayı gibi sanatçılar oldu. #homeparty, #evdekal, #müziklekal, #evdehayatvar gibi hashtagler kullanılarak gerçekleştirilen konserler, sosyal medya takipçilerini aynı platformda buluşturarak yenilikçi bir kitle iletişimi oluşturdu.

Fotoğraf Albümleri Story Oldu

Kameralı cep telefonları hayatımıza girdikten sonra fotoğraf makinalarına veda etmiştik. Tab ettirilmiş yani kağıt baskısı yapılmış fotoğraflar da albümlerimizin içinde tozlu raflarda yer edinmişti. Tam da evlerimizde kalmak zorunda olduğumuz karantina günlerinde belki yıllardır elimize almadığımız albümler tozlu raflardan indirildi ve baskılı fotoğraflar cep telefonlarıyla çekilerek story şeklinde takipçilerle paylaşıldı. Sosyal medya kullanıcıları bu yöntemle cep telefonlarından önce fotoğraf makinalarıyla çektikleri fotoğrafları gün yüzüne çıkardı ve takipçileriyle zamanda yolculuk yaptı. Geçmiş ve şimdiki zaman arasındaki kültürel farklılıklar, yaşam standartları, dünya düzeni, toplumsal işleyişler, sosyolojik yapıdaki değişim ve gelişimler yorumlarla paylaşıldı ve kıyaslamalar yapıldı. Bu sosyolojik metafor sayesinde yaşadığımız dünya düzeni ve hazırlandığımız yeni dünya sistemi arasında bağlantılar kurularak bizleri yakın zamanda nelerin beklediği konusunda fikir alışverişlerinde bulunuldu. Fotoğraf paylaşımında bile eski sistemle yeni sistemi bir arada kullanma ve aynı düzlemde buluşturma yetisi, aslında insanlığın yeni bir düzene geçişe çabuk ve rahat şekilde adapte olabileceğinin bir göstergesi olarak düşünülebilir.

Paylaş :

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir