Tara Kitap

İnsansı İnsan, Virüsümsü Corona

Şöyle havalı bir sözle başlayalım;

Birini gerçekten tanımak istiyorsan ya tatile çık, ya kumar masasına otur ya da içki iç demişler atalarımız. Ne bilsinler; insanların gerçek yüzü salgında da ortaya çıkıyormuş…
Ve devam edelim;
Ertesi sabah yetişmen gereken bir uçak var. Nasıl bir hazırlık yaparsın? Ona göre bir saatte uyanırsın, valizini belki gece yatmadan hazırlarsın, tercih edeceğin ulaşım aracı için yolun süresini hesaplarsın vs.
Şimdi iki farklı senaryodan bahsedelim;

1. Sabah alarm çaldı ama fark etmeden alarmı kapadın.

2. Her şey planlandığı gibi giderken, yolda kaza oldu ve trafik ilerlemiyor.

İki senaryoda da uçağı kaçırma durumun oluştu. İlk tepkin belki kaygı, öfke, isyan olabilir. Peki bu duygular geçince ne yaparsın? Sıra yapman gerekene gelir, sakince yeni başka alternatiflere yönelirsin. Belki en yakın zamana başka bir uçak biletine bakarsın veya gideceğin yerin aciliyetine göre uçuşunu başka bir güne alırsın.
Hayatta her zaman bir şeyler planın dışında gidecek. Bazen senin tercihinden, ama çoğunlukla da seninle uzaktan yakından alakası olmayan (görünürde) durumlardan.
Şu anda tehdit insan için ani olarak ‘’yaşama devamlılık’’tan geldiği için tepkimizi yönetmekte zorlanabiliriz. Ve yaşama devamlılıktan kastım sadece beden olarak hayati risk değil, olmazsa olmaz dediğimiz aile, iş, sosyal yaşamın etkilenmesi de bunun üzerine eklenince durum yönetilmesi daha da zor bir hal alabiliyor. Süreç devam ettikçe yani tehdit devam ettikçe kendimizde daha çok duygu patlaması yaşayabiliriz. Bu gayet normal bir durum. Akıl şu anda hiç deneyimlediği bir olay karşısında adapte olmaya çalışıyor.
Etrafında birçok kişinin yargı sistemini, vahşi doğasını göreceksin bu süreçte. Muhtemelen kendi vahşi doğanla da yüzleşeceksin.
Yukardaki örnekten farklı olarak, uçak henüz kaçmadı. Çünkü hayat devam ediyor. Sabah uyandın ve yola çıkmadan önce navigasyonda kullanacağın yol üzerinde kaza olduğunu gördün sadece. Ne yaparsın? Belki yine tepki gösterirsin ama sonrasında başka bir alternatif yol ararsın.
Belki daha önce bildiğin belki de bu süreç nedeniyle araştırıp bulduğun yeni bir yol…
Bu süreç de, belki kendinle ilgili daha önce bildiğin şeyleri hatırlamak, belki de hazır hayattayken kendini kaçırmaman için yeni şeyler öğrenmen adına bir alan tanıyor sana…
Ki sonrasında hayatında planın dışında gelişen durumlarda panik olmak yerine uçuşa geçebilesin. Korona öncesi kendi içine kapananlarla, kendi içinden kaçanlardan korona sonrasında farklı davranabilesin.
Çünkü 21.yüzyılda insan giderek yalnızlaştı. Toplum ile olan bağlantısını, ekranla olan bağına değişen insan aslında bir bakıma kendi karantinasını kendi yaratmış oldu. Bugün Korona Virüs’ü dünya genelinde karantinalara neden olsa da, aslında insan bu karantinanın altyapısını seneler önce oluşturmuştu.
Korona ile ilgili sorun dünyada pandemi yaratmasının yanı sıra, sonrasında insanın buna nasıl reaksiyon göstereceği. İnsan, parçası olduğu topluma mı geri mi dönecek? Yoksa tekrar kendi yarattığı karantinasındaki yalnızlığını mı seçecek? Bu yalnızlığında anlamsız ve amaçsız ekrana bağımlı hayatına geri mi dönecek? Yoksa yaşama amacını fark edip onun peşinden mi gidecek?
Peki yaşama amacı nedir?
Varoluşçu psikoloji ve logoterapinin kurucusu Viktor Frankl’a göre insan üç şeyin anlamını arar;

Kendinin

Varoluşun bütününün

Bu varoluş içinde kendi yerinin

Bu üç başlık da aslında iç içe geçmiş ve birinde anlam bulunduğunda diğeri ile ilgili ipuçları veren kavramlardır. İnsan kendi ile kurduğu bağ kadar varoluşla bağ kurabilirken, varoluşta hissettiği aidiyet kadar kendini tanımlayabilir. Giderek kabuğuna çekilen ve hem dışarıya hem kendine gözünü kapamayı tercih eden günümüz insanı, kendi içinde ötekileşerek, hem içsel bağından hem de varoluşla ilgili aidiyetten uzaklaşmayı seçmiştir. Kafasında kurguladığı ve olmak istediği kişiyi ekranda arayan insan, ekranda kaybolmuştur.
Ve bugün, birden bire ortaya çıkan bir salgınla tekrar yazının başındaki 3 kavramı sorgulama durumu oluştu.
Salgınla ilgili tehlikelerden biri de, bu sorgulamayı yapanlarla yapmayanlar arasındaki makasın daha da açılacak olması.
Bugüne kadar sorgulamayı seçenler, yine sorgulamaya devam edecek ve buradan da bir öğrenme ile çıkacak. Sorgulamayanlar duygusal varoluşlarıyla debelenirken, bu süreci öfke, korku ve panikle geçirecek.
Etrafınıza bakarsanız bunu net bir şekilde göreceksiniz. Kendine yatırım yapanla (içselleştirerek) yapmayan arasındaki fark işler normal gittiğinde değil, bunun gibi planın dışında gelişen durumlarda kendini gösterir.
Zaten yaşama amacı da bu yatırım yaptığın kendinin varoluşta başardıklarından başka bir şey değil…

Paylaş :

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir