Tara Kitap

Karantina Bana Ne Öğretti?

İki aydır evdeyim. Kapının önüne bile çıkmadım. Ama tek bir gün bile şikayetçi olmadım bu durumdan. Öncelikle sadece sevdiklerimizi korumak adına değil, aynı zamanda her daim ihtiyaç duyacağımız değerli sağlık hizmetlilerine de bunu borçlu olduğumuzu düşündüğümden. Biz hastalanmazsak onlar ölmez.

Bu süreçte, bu yaşa kadar deneyim ve tecrübelerimden harmanladığım duruşum, hayata bakışım, felsefem gibi kavram içeriklerini pekiştirme fırsatı buldum. Yukarıda bahsettiğim konu pekiştirdiklerimden bir tanesi. Kolektif bilinç, birlik ve bütünlük duygusu. İnsanlar arkalarından gelecek olanı düşünmeyip tuvalet kağıtlarını, C vitaminlerini stoklarken ben bu öğretiyi içimde yeşerttim. Bu dünyayı paylaşıyoruz, başımıza ne kötülük geldiyse ‘hep bana’ mantığından geldi, buna ‘dur’ deme ve birlik olma zamanıdır diye düşünüyorum. Öğreti 1.

Oğlumla yirmi dört saat bir arada olmanın keyfini çıkarttığım bu süreçte şunu öğrendim. Meğer o okuldayken veya hafta sonu babasındayken tüm tedirginliğim onun başına olumsuz bir şey gelir kaygısındanmış. O yanımdayken kaygı kayboldu ve ben anda kalmayı öğrendim. Plan yapmadan, kontrol etme ihtiyacı duymadan. Bunu o hayatını normal sürdürdüğünde de yapmalıyım. Çünkü korku ve kaygı doğal duygular değil, geleceğe odaklı düşünmemizden ve senaryo yazmamızdan kaynaklı yapay duygular. Bu durum hayatımdan çıkacak. Öğreti 2.

Kendimi bildim bileli hep dışarıda olmayı seven ben, meğer evde ne kadar verimli bir insanmışım, bunu da öğrendim. Mutfak kabiliyetlerimi geliştirdim, yazılarımı yazdım, uzun zaman önce başlamış ama bir süredir yazamadığım kitabımı ilerlettim. Kendimle kaliteli zaman geçirdim. Sevdiğim ama yapmaya vakit bulamadığım ne varsa hepsini yaptım. Evde olmak ve içsel yolculuk yapmak ne güzel bir şeymiş ! Öğreti 3.

Karantina sürecinde ayrıca iki büyük içsel keşif yaşadım. Öğretilerden de değerli.

Bunlardan biri annemi affettiğimi kendime itiraf etme fırsatı bulmuş olmam. Üstelik bunu Tara Kitap sayesinde yaşadım. Tara Blog için anneler günü yazısını yazarken aslında uzun yıllar üzerinde çalışıyor olduğum ‘anneyle ilişki’ konusunda ne kadar yol almış ve aslında affetmeyi becermiş olduğumu keşfettim. Keşif 1. (Detayı merak edenler anneler günü yazımı okuyabilirler).

Diğeri ise, bence bir öncekiyle çok ilintili olan, yarım asırdır hatalarla dolu olan ilişki biçimlerimin esas sebebinin sağlamasını yapmış olmam. Hep vermeye odaklıydı eski ben. Sevilmek için bir şeyler vermek gerektiğini düşünenlerdendim, para, hizmet, ödün, anlayış, vermenin içeriği önemli değildi ama kendimi hiçe sayarak sadece karşımdaki ‘ne düşünür, ne hisseder, ne ister’e odaklanıp kendini bir girdabın içine bırakmaktı adeta. Bu yıllarca böyle sürüp gitti. Bilincinde miydim bunu yaptığımın? Elbette hayır. Bu bilinç altının en derinliklerinde yatan değer duygusuyla alakalıydı. Aslında karşı cinse olan düşmanlığımın ifade buluş şekliydi sevgili seçimlerim, ilişkiyi yönetme eğilimim ve kadınlığımı bu yıkıcı şekilde kullanışım. Çok sonra öğrendim içimde bambaşka bir kadın barındırdığımı. Ve o kadınla buluştuğumda, onu olduğu gibi sevmeyi ve affetmeyi öğrendim. Bu süreçte de artık sağlıklı bir ilişkiye hazır olduğumu anladım. Keşif 2.

Karantina Dünya’ya da bana da yeşerme şansı vermiş olabilir mi?

Paylaş :

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir