Tara Kitap

Karantina Bana Ne Öğretti?

Doktor olmak karantinanın dışında tuttu beni. Elbette bu yeni bir deneyim ve öğrenmezsek kendimizden şüphe etmeliyiz. Ancak öğretmeni olmayan bir öğreti bu ve zorluğu da burada… Yapımıza uyanı; içinde bulunduğumuz fiziksel, düşünsel, duygusal, sosyal şartlarımız içinde algılayıp değerlendirerek davranış alanına geçirebiliyoruz. Her şey öncelikle bize, işleme kapasitemize bağlı.
Karantina tarihsel anlamından başlayarak hiç de olumlu çağrışımlar yapmıyor. Gözümün önüne gelen görüntü ateşli, döküntülü, inleyen insanların acı çektiği kötü ve kapalı bir ortam. Yani oldukça tüyler ürpertici. Yine bir belirsizlik, hiç kimsenin bir şey bilmediğinin yarattığı endişe… Görünmez, kontrol edilmez bir düşman ortada dolaşırken hissedilen çaresizlik…
Üstelik kızılacak birisi de yok. Biliyorum bir sabah uyanacağım ve virüs nasıl geldiyse öyle gitmiş olacak.
Benim öğrenmelerim yalnız başına olmadı. Görüştüğüm insanların kaygı, korku, izole olmuşluklarının yarattığı endişeleri de aldım. Hiç bu kadar evde kalmamıştık. Ayrıntılara zaten dikkat ederim. Evdekilerin hala keşfedebileceğim yanlarını fark ettim. Oyalanmak, uğraşmak, sosyallik, çalışmak gibi bizi ister istemez kendimizden ve çevremizden isteyerek ya da istemeden uzaklaştıran ne varsa hepsinden kısmen uzak olmak birbirimizi bunların perdesi olmadan görmeyi sağladı. Bahçedeki papatyaları ilk defa fark ettim. Bir kaç hafta içinde içime daha çok döner oldum. Anılar kendiliğinden çıkmaya başladılar. Hem de nasıl canlı… Sonraki hafta öğretilerimin ya da terapide paylaştıklarımın, yaşamıma yansıttıklarımın sağlamasını yapıp mutlu oldum. Elbette virüs gidecek ama ben unutmayacağım, unutamam. İnsan çalışmayı, yaşamayı, sevmeyi ama her şeyden önce esnemeyi becerebilmeli, becerdim de…

Paylaş :

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir